İnsan Kök Hücreleriyle Biyoyakıt Hücresi Geliştirildi
Üsküdar Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Belkıs Atasever Aslan (solda), Üsküdar Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi ve PROMER Müdürü Prof. Dr. Tunç Çatal (sağda), Sabancı Üniversitesi Malzeme Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevzi Çakmak, Yıldız Teknik Üniversitesi Mekatronik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan Akdoğan tarafından gerçekleştirilen ortak çalışmayla, insan kök hücreleriyle biyoyakıt hücresi geliştirildi.
İstanbul Protein Araştırma Geliştirme ve İnovasyon Merkezi (PROMER) laboratuvarlarında mikroorganizmalarla yenilenebilir enerji üretimi alanında AR-GE çalışmalarının yıllardır yürütüldüğünü belirten PROMER Kurucu Müdürü Prof. Dr. Tunç ÇATAL insan hücre kültürü soyu kullanarak böyle bir çalışmanın ilk kez başarıldığını ve uygulamaya dönük geliştirilen sistemle LED ampül aydınlatılmış olmasının ileriye dönük, ulusal enerji ihtiyacımıza katkısı bakımından umut vadettiğini belirtti.
Şu an Chicago’da Illinois Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde misafir öğretim üyesi olarak nörofizyoloji çalışmaları için bulunan Doç. Dr. Belkıs Atasever Aslan, “Geliştirdiğimiz model elektronik cihazlara uygulanabilmektedir. Multidisipliner ekibimizle uzun yıllardır sürdürdüğümüz bu çalışmanın başarılı bir biyoteknoloji ürününe dönüştüğünü görmek mutluluk ve gurur verici. Patent başvurusu yapacağımız diğer modelin de çalışmaları devam etmektedir” dedi.
Bilimsel çalışmalarda model olarak kullanılan nöral hücre hatlarından tasarlanan, yüksek elektrik enerjisi üreten ve bu enerjiyle LED ampul yaktığı ispatlanan biyoyakıt hücresi için Avrupa Patent başvurusu yapıldı.
Gelecekte nöral hücre hatlarından elde edilen bu enerji sayesinde düşüsel enerji kullanılarak araç kullanma , nesnelerin interneti ile etkileşim halindeki sistemler sayesinde iş gücüne katılım sağlanabilir. Elde edilen enerji hareketleriyle hastalıkların henüz ortaya çıkmadan tedavisi için tıbbi hazırlıklar yapılabilir hastalık daha yayılmadan durdurulabilir . Elde edilen bu veriler sayesinde insanların yalan konuşup konuşmadığı çok çabuk anlaşılarak adaletin bir nebze daha tecelli etmesi sağlanabilir. Tıp tarihine adını yazdıracak önemli buluşları farklı ülkelerin laboratuvarlarında bulan Türk bilim insanları bizleri gururlandırırken bilim insanlarının aynı araştırmaları kendi ülkemizde yapamıyor olması buruk bir sevinç yaşatıyordu , bu çalışmanın tamamen kendi ülkemizde tamamlanması tekrar tekrar sevinilecek kadar önemli bir gelişme.