Cep telefonu, elektrikli arabalar, matkap ve diğer şarj edilebilir araçların enerji deposu olan lityum pillerin imalatının biyolojik çeşitliliğe zarar verdiği belirlendi.
Columbia’daki Güney Karolina Üniversitesi tarafından 9 Mart’ta Proceedings of the Royal Society de yayınlanan bilimsel makalede Şili, Bolivya ve Arjantin bölgelerini kapsayan ve çoğu zaman “lityum üçgeni” olarak adlandırılan bölgede yapılan lityum tuz madenciliğinin Flamingolar üzerinde biyolojik zarara sebep olduğu belirtildi.
Araştırmaya göre lityum madenciliği tekniklerinden biri olan yer altı sularının buharlaştırılması canlılar için gerekli olan bakterilerin öldürülmesi anlamına geliyor. 1 ton lityum için 400 bin litre su endüstriyel müdahale görmek zorunda.
Bilim insanları bu araştırma şu an tedirgin edici olmasa bile bu tür madencilik faaliyetlerinin ekosisteme zararlarını kanıtlamak için yeterli diyor. Lityum, yer altı madenlerinin içerisinde bulunabiliyor, kalay, mika, ve bor gibi madenlerle karışmış halde de bulunabilen lityum geleceğin petrolü olarak adlandırılıyor.
Biyolojik yakıtlı otomobillerin sayısındaki artış ve petrol rezervlerindeki azalışın gelecekte otomotiv sektörünü hayati bir darboğaza sokacağını düşünen endüstri kuruluşları otomotiv sektörünün ayakta kalabilmesini alternatif enerji kaynaklarına bağlıyor.
2019 yılında dizel veya benzinli bir araçtan daha güçlü motora sahip olan elektrikli araçların yıllarca sorunsuz çalışabileceğini iddia eden markalar yeni ürünlerini peşisıra üretti ve şimdilik sadece zengin müşterilerine bu teknolojiyi sundu. Gelecekte kargo taşımacılığı, toplu taşıma ve kişisel kullanım gibi alanlarda da kullanılması planlanan elektrikli araçların herkesin alabileceği fiyatlara inmesi için lityum pil imalatı büyük öneme sahip.
Ülkemizde, Eti Maden Tesisleri’nde lityum karbonat üretim tesisi 2020 yılında faaliyete geçti ve üretilen lityumun batarya imalatı için Farasis iş birliği ile Bursa’da fabrika kurulması kararlaştırıldı.