Trafik Radarları Kaç Yıldır Hayatımızda ?
Trafik radarlarları en başta sadece araçların hızını tespit etmek için değil savaşlarda düşman araçlarını tespit etmek için kullanıldı. Radarların kısa bir tarihçesi şöyledir.
Radarın icadı ve geliştirilmesi herhangi bir ülkeye ya da kişiye mal edilemez. Radarın gelişmesine değişik ülkelerden çok sayıda bilim insanının katkısı oldu. Radarın tarihçesinde ki önemli temel bilgilere ve buluşlara ait bazı kilometre taşları şöyle sıralanabilir:
1865 İngiliz fizikçi James Clerk Maxwell elektromanyetik dalgaları ve bunların yayılmasını açıklayan elektromanyetik ışık teorisini ortaya attı.
1886 Alman fizikçi Heinrich Rudolf Hertz elektromanyetik dalgaları keşfetti ve Maxwell’in kuramını kanıtladı.
1897 İtalyan fizikçi Guglielmo Marconi elektromanyetik dalgaları ilk kez çok uzun menzillere taşımayı başardı. İlk denemesinde ağaçtan yapılmış çadır direkleri üzerinden geçirdiği bir iletkeni kullandı. Tahtadan çadır direğinin İtalyancası l’antenna centrale kelimelerinden gelen bugün kullandığımız anten kelimesini türetti. Kendisi bugün hala telsiz iletişiminin öncüsü olarak kabul edilmektedir.
1900 Nicola Tesla elektromanyetik dalgaların yansıması ile hareket eden nesnelerinin algılanabileceği fikrini ortaya attı.
1904 Alman yüksek frekans teknisyeni Christian Hülsmeyer su üzerinde ki trafiği denetlemek için „telemobiloskopu” icat etti. Bu alet metal bir nesneye (gemiye) çarparak dönen elektromanyetik dalgaların süresini ölçüyor ve böylece menzil hesaplanabiliyordu. Bu ilk pratik radar denemesi için Hülsmeyer patent başvurusunda bulundu.
1921 Albert Wallace Hull tarafından güçlü gönderici tüpü olarak kullanılan magnetron icat edildi.
1922 ABD Donanma Araştırma Laboratuarından A. H. Taylor ve L.C.Young ilk kez bir tahtadan gemiyi algılamayı başardılar.
1930 Yine ABD Donanma Laboratuarından L. A. Hyland bir uçağı algıladı.
1931 William A. S. Butement ve P. E. Pollard ilk İngiliz radar sistemini bir gemiye kurdu. Alıcı ve verici anteni olarak boynuz ışın yayıcı bulunan parabolik antenler kullandılar. Kısa menzillerde başarılı sonuçlar elde etmelerine rağmen çalışmalarına devlet desteği gelmemesi nedeniyle devam edemediler.
1933 Rudolph Kühnhold 1931 yılında kendisi tarafından geliştirilen „radyo ölçüm aygıtı“ sonarı teşhir etti. Bu aygıt 48 cm lik bir dalga boyunda çalışıyordu ve 40 Watt üzerinde bir gönderim gücüne sahipti. Bu aygıtın denemeler sonunda Freya-radarı geliştirildi ve 1938 yılından itibaren bu radarın seri üretimi başladı.
1935 Bir erken uyarı radarı olarak ilk pratik deneme („Chain Home“ dan önce) 10 km menzildeki bir uçağı algılamayı başaran Robert A. Watson-Watt ve Arnold F. Wilkins tarafından yapıldı. Çok kapsamlı bir araştırma çalışması başladı ve 1939 yılında İngiltere bir dizi çok gizli Radyo Yön Bulma (Radio Direction Finding, RDF) istasyonlarını kurdu.
1936 General Electric firması araştırma mühendisleri Metcalf ve Hahn tarafından yükseltici veya osilatör tüpü olarak kullanılan klistron aygıtı geliştirildi.
1939 İngiltere Birmingham Üniversitesinden John Randall ve Henry Boot adlı iki fizikçi hafif fakat güçlü mikrodalga radarını geliştirdiler ve bu radar B-17 bombardıman uçaklarına takıldı. Bu denizaltı savaşlarında bir dönüm noktası oldu. Artık bu uçaklar sisli havalarda, gece karanlığında su üstünde seyreden Alman denizaltılarını tespit edebiliyordu.
1940 ABD, Rusya, Almanya ve Japonya’da muhtelif radar tesisleri geliştirildi.
Birinci dünya savaşı sırasında silah sistemlerinin gelişmesi radar teknolojisinde de olağanüstü gelişmelere yol açtı ve buna bağlı olarak özellikle hava savunma sistemleri kurulmaya başlandı. Savaş sonrasındaki „soğuk savaş” döneminde NATO ve Varşova Paktı üyesi ülkelerin ortak sınırlarına birçok radar sistemi kuruldu.
İkinci Dünya Savaşından sonra radar „barışçıl kullanım” olarak adlandırılan bir yönde kullanılmaya başlandı. Günümüzde radar günlük hayatta çok sık kullanılmaktadır.
Daha sonra radar sistemleri gelişlmeyi durdurmadı tabi. 1950 lerde bir otomobil yarışçısı olan Maurits Gatsonides’ten (1911-1998) sürdüğü otomobilin kaç kilometre hızla viraja girdiğini ölçebilmek için radar ve sürat kamerasından ibaret bir sistemi pistte kullandı. Gatsonides kendi aracının hızını ölçmeyi başardı , tabi kendi aracı gibi diğer araçların hızlarının da ölçülmesi için ilk sistemin yaratıcısı oldu.
1960 yılına gelindiğinde bir çok ülkede bu sistemler ana yollarda giden araçların hızlarını kontrol etmek için kullanıldı. İlk etapta ceza kesmek için değil de yolların eğimlerini hesaplamak , virajlara meyil vermek için kullanılan radar zaman geçtikçe araç hızlarını kontrol etmek üzere kullanılmaya başlandı.
Aşağıda 1960 yılında Türkiye’de kullanılan bir aradar aracı görülmete. Bu araçta bulunan radarın günümüz radarlarından farklı bir yanı yok aslında. Tek farkı boyutları. Radyoların cep telefonlarının içinde cımbız ucu kadar bir yer kapladığı dönemde radarın boyutları gayet kabul edilebilir durumda.