TeknolojiYazılım

Uzaktan Çalışmada Doğru Bilinen Yanlışlar

Mart 2020 de dünya düzenini tarih kitaplarına konu olacak düzeyde değiştiren Covid-19 iş dünyasında da köklü değişikliklere sebep oldu. Uzaktan yapılabilecek bir çok iş için işverenler personellerini evlere gönderdi, çalışma düzeninin ofisten evlere taşınması bazı şirketler için çok kolay bazıları için ise sancılı oldu.

Neticede uzaktan yapılacak işler için çalışanın ofise gelmemesi bir şekilde sağlandı ve dünya çapında milyonlarca çalışan evden çalışmaya başladı. Pandemiden önce işin evden yapılabileceğine dair teknik ve kültürel yeterliliğin uygun olduğunu bilen ve pilot uygulamalarla teknik alt yapısını hazır eden şirketler geçişi o kadar hızlı tamamladı ki hemen uzaktan çalışmanın incelenmesi konusunda araştırmalara başladı.

Daha önce de yapılan bir takım araştırmalar vardı elbette, iş evden yapılırsa ne kadar güvenli olur, müşteri buna ne der, personeli yönetmek mümkün olur mu, iletişim ve örgüt yapısı nasıl etkilenir, maddi açıdan fayda sağlanır mı, bilgi güvenliği nasıl sağlanır gibi yüzlerce soru incelendi. Bu sorulara henüz kitlesel olarak denenmediği için teorik cevaplar verildi, sonunda bir gün geldi ve insanlık için uzaktan çalışma deneyimini sonuna kadar yaşama fırsatı oluştu.

Bu deneyim şuan 2. yılını doldurmak üzere, geçen sürede pek çok yaklaşım tartışma konusu oldu. Kimi şirket çalışma modellerini kitap ve broşürler haline getirdi, kimisi e-bültenler ile birer doktrin gibi yaygınlaştırmaya çalıştı, kimisi de hiç bir şey yapmayıp “iş yapılsın geri kalanı hallederiz” düşüncesiyle kervanın yolda düzülmesi gerektiğine inandı.

Çalışma modelindeki benzersiz bu değişim karşısında daha önce kitaplara hiç bir zaman alt başlık olmamış bir çok çalışma modeli tanımlandı ve bu çalışma modellerinin etkileri belirlendi, kimisi sayısal verilerle desteklenirken kimisi öngörülere dayalı kaynaklar olarak kaldı. Şimdi bu iki yılda edinilen tecrübelerden yararlanarak çalışma modellerine, artılarına ve eksilerine bakalım.

Uzaktan çalışma modelinin kabulü ile birlikte esasında 5 çalışma modeli benimsendi bunlar;

  • Her zaman ofisten : Çalışanın her şeye rağmen ofise gelmeye devam ettiği geleneksel çalışma modeli
  • Bazen ofisten bazen evden (hibrit) : Çalışanların bir kısmının değişimli olarak ofise gelmeye devam ettiği hibrit çalışma modeli
  • Her zaman evden : Çalışma alanı olarak ikametgah adresinin belirlendiği çalışma modeli
  • Dijital Göçebe : Laptop, tablet, telefon veya çağrı cihazları ile çalışma alanı belirtilmemiş çalışma modeli
  • Yol savaşçısı : Sadece bir garnizonda laptop, tablet, telefon veya çağrı cihazı üzerinden genelde araçla seyahat edilen işler için belirlenen hareketli çalışma modeli.

En İyisi Hangisi ?

Bu soruya cevap bulmak için önce uzaktan çalışma modeli konusunda araştırma verilerine bakalım, Gitlab tarafından pandemiden hemen önce orta ve üst düzey yöneticilerden oluşan 3000 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen anket sonuçlarına göre çalışanların %43 ü işlerin uzaktan yapılabileceğini biliyordu, her dört katılımcıdan biri ofis ve çalışma zamanı bağımsız asenkron çalışma modelinin uygulanabileceğini biliyordu, %12 si uzaktan çalışmanın şirket tarafından belirlenen bir saat çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerektiğine inanırken katılımcıların %86 sı uzaktan çalışmanın iş yaşamının geleceği olduğuna inanıyordu.

Uzaktan Çalışanlar Kimler ?

Araştırmaya göre departman bazında uzaktan çalışma lideri IT Network ve Güvenlik ekipleri oldu, genelde yöneticiler uzaktan çalışırken en geniş çalışma modeli ev ofisti öncesinde yapılan araştırmalarda da elde edilen verileri teyit edercesine çalışmaların %83 tam zamanlı veya kadrolu çalışanlardan oluşuyordu. Diğer çarpıcı veriler ise şöyle,

Uzaktan çalışma modelini benimseyen çalışanların %74 ü şirketlerinin değerlerine göre yaşam şekillerini değiştiriyor, yani şirket değerlerini en üst seviyede benimsiyor ve ona göre yaşıyor.

Uzaktan çalışma modeli çalışanların %52 si için daha üretken iken, %48 için daha verimli kabul ediliyor. Geleneksel düşüncenin aksine uzaktan çalışanların %52 si sanılandan daha az seyahat ediyor.

Uzaktan çalışmayı destekleyecek diğer çarpıcı veri ise uzaktan çalışmayı isteyenlerin %14 ünde kanıtlanmış veya kişi tarafından öyle olduğu kabul edilen kronik hastalık veya engellilik durumunun var oluşu, yani uzaktan çalışmayı destekleyen kişilerin %14 üne göre bu tercih hastalık, yetersizlik, maddi veya manevi engellemeler gibi zorunluluklara bağlı.

Kariyer hedefi ve kişisel gelişim açısından değerlendirildiğinde pratikte uygulananın aksine ankette çalışanların %83 ü uzaktan çalışmanın kariyerlerinde ilerleme kaydetmek için imkanlar yarattığı yönünde. Yol ve trafikte geçirilen sürenin kişisel gelişim için kullanıldığını belirten bu grup uzaktan çalışmanın getirdiği esnekliğin verimlilik ve üretkenliğe ciddi katkıları olduğunu düşünüyor.

Şimdi daha önce yukarda belirtilen 5 ana modeli araştırma sonuçları ışığında yeniden ele alalım. Ofisten çalışma modeli pandemi ve diğer salgın hastalıkların toplumsal sağlığı tehtid etmesi veya sağlık sorunlarına sebep olması sebebiyle riskli kabul edilmekte, buna rağmen uzaktan yapılamayacak işler için mal canın yongası prensibi ile işlerin ofisten yapılması kararı verilebilir, bu karar elbette beraberinde mali bazı gereklilikleri getiriyor, bunları güvenlik, idari personel, yemek ve kafeterya masraflarının yanı sıra seat, masa ve ofis harcamaları gibi sıralamak mümkün. Ofisten çalışmanın en büyük katkısı ise yüz yüze iletişim. Bilim insanlarına göre hala en yüksek iletişim oranına sahip iletişim türü yüz yüze iletişimdir, ofisten çalışmada yüz yüze iletişim kurabilmenin getirileri hızlı reaksiyon göstermek, hızlı karar almak ve uygulamaya koymak olarak sıralanabilir.

Bazen ofisten bazen evden (hibrit), bu model bir çok şirket tarafından personel sosyalliğinin arttırılması ve tükenmişlik sendromu ile mücadele kapsamında denendi. Hala denemeye çalışan şirketler olsa da görüldü ki aslında hibrit model içlerinde en zor olanı. Ekibin bir kısmının belirlenen bir alanda bir kısmının evde olmasının getirdiği iletişim ve motivasyon sorunları hibrit modelin tercih edilmesini zorlaştırdı, hibrit modeli zor kılan sebeplerden biri de, mekan, ofis, network altyapısı ve büro gibi ek maliyetler getirmesi oldu, hibrit modelde çalışanların bir kısmının değişmeli olarak ofise gelmesi gerektiğinden kimlerin hangi gün geleceği, sıranın neye göre takip edileceği tartışmalı bir konu oldu. Gerçekte bir çok iş yerinde planlar ertelenebilir, iptal edilebilir veya öne alınabilir, bu sebeple aslında ofise gidilmesi gereken gün evden çalışılması gerekebilir, evden çalışılması gereken gün ofise gidilmesi gerekebilir. Bu ve temelde bu sebeplere dayalı bir çok konu yüzünden hibrit model bir çok şirketin fantastik denemesinden öteye geçemedi.

Her zaman evden çalışma modeli beraberinde getirdiği bazı sorunlara rağmen en rağbet gören model oldu. Bir kere personel evindeydi, yani güvendeydi. En büyük sorun iletişim oldu, bu sorunun üstesinden gelmek için ek yazılımlar kullanıldı ve iletişim büyük oranda sağlandı, diğer bir sorun ise çalışma alanı ve çalışmak için özel bir yaşam alanın ayrılması oldu. Bu sorunu gidermek için bir çok şirket personeline evlerine kurabilecekleri mobilya, koltuk, çalışma kabini gönderdi. Bu gerçekten de işe yaradı, şirketlerin bazıları personellerinin daha rahat bir çalışma ortamına sahip olması için 5 bin dolara kadar mobilya harcamalarına destek oldu veya şirkette bulunan koltuk ve masalarını evlerine götürmelerine izin verdi. Böylece hem çalışma alanı hem de iletişim konusunda kabul edilebilir bir düzeye gelindi.

Evden çalışmada henüz çözüm bulunamayan en büyük sorun tükenmişlik sendromu olarak ortaya çıktı. Çalışanların sürekli olarak evde bulunmaları, sosyal etkinliklere katılmamaları, yönetici ve çalışan etkileşiminde bulunmamaları personeller üzerinde tükenmişlik ve değersizlik duygusu yarattı.

Son araştırmalara göre özellikle IT sektöründe evden çalışma modeline geçiş ile birlikte ciddi bir iş bırakma eğilimi görünmektedir, bu çalışanların bir çoğu tamamen sektör değiştirmekle birlikte bir kısmı ne olursa olsun şirkete gitmesi gereken bir iş modelini tercih etmektedir.

Tamamen evden çalışmanın en büyük sorunlarından biri de yönetici – çalışan arasındaki ilişkinin azalmasıdır, her ne kadar iletişim araçları üzerinden görüşülse de son araştırmalar çalışanların yöneticileri görme oranının geleneksel modele göre %30 azaldığını göstermektedir.

Asansör konuşmaları, ayaküstü toplantılar veya anlık kişisel geribildirimlerden yoksun kalan personelin kişisel gelişim ve kariyer belirleme konusundaki sorunları da tamamen evden çalışmanın getirdiği sorunlardan bazıları.

Dijital göçebe ve yol savaşçısı çalışma modelleri için değişen bir şey olmadı, işin yapısı gereği zaten uzaktan devam ettikleri işlerine devam ettiler, hatta kitlesel bir evden çalışma modeli kültürel bir yetişkinlik düzeyine ulaşarak dijital göçebelerin çalışmalarını kolaylaştırdı. Daha önce kulağında kulaklık önünde laptop kahvesini yudumlarken toplantı yapan birinin kafede görülmesi enteresan karşılanabilirken artık normal karşılanır oldu, hatta bir çok kafe dijital göçebeler için özel masalar ve köşeler ayarlayarak kendilerini tercih etmesini sağladı. Yol savaşçıları için iş ve yaşam belirli bir garnizonda yolda geçtiğinden neredeyse hiç bir şey değişmedi.

Salgın Bitse De Uzaktan Çalışma Kalıcı Olacak l Emin Çapa

https://www.youtube.com/watch?v=4AmCjOn4syc&ab_channel=Emin%C3%87apa

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu