Veri Madenciliğine Devlet Darbesi
Ekran kartları ile veri madenciliği yapan bireysel kullanıcılara yapılan polis baskınlarını zaman zaman tv lerde görebilirsiniz, son baskın 23 Eylül’de İstanbul’da bir eve yapılmıştı ve 1.256.000 TL değerinde 157 ekran kartına el konmuştu.
Öncesinde, Mayıs ayında İzmir’de yapılan bir baskında da 501 bilgisayar ve bileşenine el koyan polis 4 kişiyi gözaltına almıştı.
Yalnız, haberleri dikkatle incelediğinizde bir ayrıntı gözden kaçmıyor, yapılan baskınlarda baskın gerekçesi ya kaçak elektrik ya da ülkeye kaçak yollarla sokulan ekran kartları üzerinden gösteriliyor ve tam olarak suçlamadan asla bahsedilmiyor.
GVK’nın ikinci maddesine göre kazanç sağlayan kişiler (ticari kazanç, zirai kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı, diğer kazanç ve iratlar) bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname vermeli.
Bu Kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur fakat bitcoin gibi gerçek finansal bir varlık olmayan kazancın tanımı konusunda tartışmalar olduğu için baskınların haksız kazanç sebebiyle yapıldığı iddia edilemiyor.
Gayrimaddi varlık mı para mı ?
Sadece Türkiye değil dünyada da bu tartışma sürüyor, örneğin PwC’nin Ekim 2020 tarihli ve yirmiden fazla ülkeyi kapsayan çalışmasına göre Avustralya, Fransa, İspanya, İsveç, İsviçre ve İngiltere gibi ülkelerde kripto paralar gayri maddi varlık olarak nitelendirilirken, Brezilya, Danimarka, Japonya gibi bazı ülkeler ise kripto paraları finansal varlık olarak kabul ediyor. Avusturya, Kanada, Çin ve Endonezya kripto parayı emtia olarak kabul ederken daha istisnai olarak Belçika, İtalya ve Polonya gibi ülkeler kripto paraları “para” olarak kabul ediyor.
Öte yandan ABD’de madencilik yoluyla kripto para kazanılması gelir vergisi ödemek için yeterli. Benzer şekilde, İngiltere, Finlandiya, Japonya, Avusturya gibi ülkeler de benzer bir şekilde henüz daha madencilik faaliyetleri aşamasında elde edilen kripto paraları vergileme eğilimindeler. Fransa, Danimarka, Polonya gibi bazı ülkelerde ise gelir vergisi ancak kripto paranın elden çıkarılması aşamasında doğuyor.
Elektronik para sayılmaz
Türkiye’de veri madenciliği üzerinden kazanılan paralar için kurumlar arası tartışmada devam ediyor. Örneğin , Bankacılık Düzenleme ve Denetim Kurulu’nun Kasım 2013’deki Bitcoin ile ilgili basın açıklamasında, kripto paralar için bunların mevcut mevzuat kapsamında “elektronik para” olarak değerlendirilemeyeceği ve bu nedenle gözetiminin ve denetimin BDDK tarafından yapılamayacağı belirtilmiş, yasadışı faaliyetlerde kullanılabileceği ve piyasa değerinin oynaklığı nedenli risklerine dikkat çekilmişti. Bundan 3 yıl sonra da Sermaye Piyasası Kurulu sanal para birimleri ile ilgili olarak Türkiye’de bir düzenleme veya tanımlama bulunmadığını belirtmiş ve yatırımcıları uyarmıştı.
Daha sonra Eylül 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 2021-2023 Orta Vadeli Programına bakıldığında Türkiye’nin de kripto paralar konusunda hareketsiz kalmayacağı anlaşılıyor. Programda “Dijital olarak satılabilen ve transfer edilebilen, dijital bir değeri temsil eden sanal varlıklar kullanılarak yapılan işlemlerin vergilendirilmesine yönelik çalışmalar sürdürülecek, bu varlıkların suçun finansmanında kullanılmasının önlenmesine yönelik bir takip mekanizması tesis edilecek” deniliyor.
Görünen o ki en yakın zamanda veri madenciliği gelirleri de vergilendirilebilecek. Bu durumda, ev veya depolarda ekran kartları üzerinden kazanılan paraların nasıl vergilendirileceği, vergilendirmenin kanun çıktıktan sonraki dönemi mi yoksa faaliyete başlandığı andan itibaren mi geçerli olacağı merak konusu.
veri madenciliği yasal değilse şirketlerin hepsinin ceza yemesi lazım. kripto madenciliği olmasın yasak olabilecek olan?