Bazı şarkılar neden bir anda hit olur?
Yapışkan Şarkı Nedir ?
Şarkıların hit olacağı nasıl hesaplanır?
Hit olması istenen şarkının serveti nasıl belirlenir?
Şarkı dinlerken beyin hareketlerimiz nasıldır?
Radyo dinlerken “tanıdıklık” durumu nedir?
MÜZİK – BEYNİMİZ VE ALIŞKANLIKLARIMIZ
Bazı sanatçılar vardır, her yaz başında bir albüm çıkarır ve o yaz o şarkılarla geçer. O dönem şarkı çıkarmadıysa magazin dünyası o sanatçıdan bahseder. Bazı sanatçıların albümleri daha satışa çıkmadan yüklü siparişler alır. Bazı şarkılar vardır radyoda veya internette denk geldiğinizde aslında hiç dinlemediğiniz halde sanki kırk yıldır dinliyormuş gibi keyif verir. Bazı şarkılar vardır internetten açsanız dinlemezsiniz ama radyoda denk geldiğinizde size ayrı bir haz verir. Şarkıların ve müziğin insan beynindeki etkileri incelendiğinde tüm soruların mantıklı açıklamalarının olduğu görülmektedir.
Perakendeciler nasıl alışverişçilerin alışkanlıklarını öğrenmek için bilgisayar programlarından faydalanıyorsa müzik ve radyo yöneticileri de dinleyicilerin alışkanlıklarını tahmin etmek için bilgisayar programlarından yararlanmaktadır. Örneğin yapay zeka uzmanları ve istatistikçilerden kurulu İspanya merkezli bir grup olan Polyphonic HMI şirketi Hit Song Science (Hit Şarkı Bilimi) adını verdikleri bir program yaratmıştır. Bu program bir melodinin matematiksel özelliklerini inceleyip, popüler olma şansını tahmin ediyordu. Parçanın temposunu, perdesini, melodisini, akorlarını ve diğer faktörleri Polyphonic HMI’nın veri tabanında depolanmış binlerce Hit’le karşılaştırarak melodinin başarılı olma şansının bulunup bulunmadığını ön gören bir puan vermektedir.
Bu ve benzeri programlar sayesinde parçalara yatırım kararı verilir ama bazı parçalar vardır ki takılır kalır kulağımıza. Bazı şarkılar çalınırken dinleyicinin kendini şarkıdan alamamasının sebebini araştıran araştırmacılar bazı şarkıların yapışkan şarkı olduğunu tespit etmiştir. 1985 te Rich Meyer karısı Nancy ile bodrum katında Mediabase adlı analiz şirketini kurmuş ve yıllarca radyoların çaldığı şarkıları not almıştır. Elde edilen verileri inceleyen şirket ilk 3 yıl 100 aboneyi geçememişse de her hafta analiz sonuçlarını verdiği bir program yayınlamıştır. Zamanla ABD’nin tüm başarılı radyoları bu analiz sonuçlarına göre yayın politikalarını değiştirmiştir. Çünkü Meyer yaptığı araştırmada benzerliklerle dolu tüm parçaların hit olma yolunun açık olduğunu tespit etmiştir. Meyer’e göre insan beyni tamamen farklı olan seslere karşı ön yargılıdır. Tanıdık sesler duyduğunda onu benimsemesi kolaylaşır ve o ses bir şarkı ise beyne yapışır kalır.
Nörolojik anlamda yapılan çalışmalarda göstermiştir ki bize tandık gelen sesleri tercih etmemiz nörolojimizin bir ürünüdür. Araştırmacılar insan beyinlerini müzik dinlemekte oldukları sırada incelemiş, beynin hangi bölümlerinin işitsel uyarıların kavranması ile ilgil olduğunu gözlemlemişlerdir. Müzik dinlemek, işitme korteksi, talamus ve superior parietal korteks dahil, beynin bir çok bölgesini aktive eder. Aynı bölgeler, paternleri tanıma ve beynin hangi girdilere dikkat edip hangilerini göz ardı edeceğine karar vermesine yardımcı olma işlevleriyle de ilişkilidir. Başka bir deyişle, müziği işleyen beyin bölgesi, paternleri bulmak ve onlarda tanıdık özellikler aramak üzere tasarlanmıştır. Bu gayet mantıklıdır. Müzik ne de olsa karmaşık bir şeydir. Hemen her şarkının içinde (hatt gürültülü bir caddede konuşmaya çalışan birinin cümlelerinde) yer alan tonlar, perdeler, üst üste binmiş melodiler ve birbiriyle yarışan sesler o kadar yoğun ve kuvvetlidir ki, beynimizin bazı seslere odaklanıp diğerlerini yok sayma yeteneği olmasaydı her şeyi kakofoni olarak algılardık.
Beyinlerimiz müzikte tanıdıklık arar, çünkü dikkatimizi bütün o seslere dağıtmadan dinleyebilmemizi tanıdıklık sağlar. MIT’deki bilim insanları tarafından keşfedildiği gibi, davranışsal alışkanlıklar bizi aksi taktirde hergün vermek zorunda kalacağımız sayısız kararın altında ezilmekten nasıl kurtarıyorsa, dinleme alışkanlıkları da benzer bir sebep için vardır: Onlar olmasaydı, bir futbol maçında çocuğumuzun sesine mi, antrenörün düdüğüne mi, yoksa işlek bir caddeden gelen gürültüye mi konsantre olacağımıza karar vermemiz imkansızlaşırdı. Dinleme alışkanlıkları, önemli sesleri yok sayılabilecek seslerden ayırmamızı ve bunu farkında olmadan yapmamızı mümkün kılar.
Daha önce hiç duymadığınız halde kulağınıza tanıdık gelen şarkıların yapışkanık kazanmasının sebebi de budur. Beyinlerimiz, daha önce duymuş olduklarımıza benziyormuş gibi gelen işitsel paternleri tercih etmek üzere tasarlanmıştır.
Patern : Belirli periyotlarla tekrarlanan davranış stili, tekrarlanan desen, tekrar.
Kaynak : Charles Duhigg – Alışkanlıkların Gücü