Çelikten daha güçlü ve hafif nanoselüloz film üretildi
A Haber‘in websitesinde yayınlanan bir habere göre İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeki Candan ve ekibi, doğada kolay bulunan selülozu nano boyuta getirerek çelikten daha güçlü ve hafif nanoselüloz film üretmeyi başardı.
Araştırmanın başındaki isimlerden biri olan Doç.Dr Zeki Candan çalışmalara 2015 yılında başladıklarını belirtti. Nanoselüloz Film Projesi kapsamında, ahşabın ham maddesi olan selülozu mikro ve nano boyuta getirdiklerini söyleyen Candan araştırma ile ilgili yaptığı açıklamada “İnce, kalınlığı 50 mikrondan 100 mikrona kadar, yani bir kağıdın birkaç kat daha incesi ve kalını arasında değişen, farklı amaçlar için filmler yapıyoruz. Ürettiğimiz malzemenin yoğunluğu 1,5, çeliğin yoğunluğu ise 7,8 gram/santimetreküp. Ürettiğimiz malzemenin yoğunluğu çelikten 5 kat daha hafif. Özellikle çekme mukavemeti ise çelik kadar sağlam. Çekme direnci çelik ve benzer ürünlerden 2 ila 8 kat daha sağlam. Bu kullandığımız selülozun kaynağına, üretim yöntemine göre değişiyor.” ifadelerini kullandı.
Candan, yeryüzünde selülozun bulunduğu her türlü atık ile kereste, kapı pencere doğrama gibi ahşap işleyen tesislerin atıklarından yapılan ürünün ağaçların kesilmesini gerektirmediğini ve doğaya zararı olmadığını kaydetti. Candan, ürettikleri malzemenin ilk versiyonunun ıslanmaya karşı dirençli olduğunu belirterek, kağıt havlu ve A4 kağıdı suya atılınca ıslanarak çözündüğünü, aynı hammaddeden oluşan nanoselüloz filmin ise suda çözünmediğini anlattı.
Candan doğada maddelerin daha kullanışlı hale getirilebileceğine değinerek “Nanoselüloz film çevreye atıldığı zaman herhangi bir kirliliğe yol açmaz. Doğadaki canlılar tarafından tüketilebilir, yağmur ve güneşin etkisiyle doğal ortamda çözünür. Doğada tamamen yok olur. Yüzde yüz biyolojik, biyodönüşümlü, çevre ve insanla uyumlu bir malzeme. Yanmaya karşı şu an bir direnci yok, kaynağı ahşap olduğu için. Yürüttüğümüz çalışmalarda ürünün çelik kadar sağlamlığını ve hafifliği muhafaza ederek yanmaya karşı maddelerle kaplayıp, ateşe dirençli hale getirmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ülkeye yabancı para sokabilmek için bir fırsat yakaladıklarını söyleyen Candan “Plastik doğada uzun süre kalıyor. Petrol türevi ve dışarıdan ana maddesi geliyor, maliyeti yüksek. Ürettiğimiz malzeme ise yerli ve milli. Türkiye’deki her türlü ekosistemden ve sanayi atıklarından elde edilebiliyor. Dolayısıyla dışa bağımlı bir yapısı söz konusu değil. Yerli ve milli imkanlarla yapılan bir teknoloji ve ekonomik. Üründe teknolojik ve inovatif olduğu için yurt dışına ihracatı söz konusu. Ülkemiz için gelecekte döviz çıkarma değil, döviz getiren bir unsur olduğunu düşünüyoruz. Ana malzememiz ahşap olduğu için yükte hafif pahada yüksek olan katma değeri yüksek bir ürün.” dedi.
Buluşun tıp, medikal, ilaç, elektronik, gıda, otomotiv, yapı, boya, kimya, kozmetik, yapıştırıcı, kompozit, orman ürünleri gibi çok farklı endüstrilerde katma değerli ürünlerin üretiminde kullanılabilme potansiyelinin olduğunu belirten Candan İsveç, Finlandiya, Amerika ve Kanada’nın nanoselüloz konusunda önde ülkeler olduğunu, Türkiye’deki bilim insanlarının da bu alanda çalışmalar yaptığını hatta lisansı alınan ürünün ise Türkiye’de ilk olduğunun ifade etti.
Bilim insanları şu an beyaz olarak üretilen malzemeyi sonraki aşamalarda kullanılacak yerlere göre farklı renklerde de yapmak için laboratuvarda “nanotim” adını verdikleri ekiple çalışmalara devam ettiklerini dile getirdi.