Bilim

Yarım Beyinle Yaşamak

Beynin Yarısı Olmadan Yaşamak Mümkün Mü?

İnsan beyni insanın yaratılışından bu yana bilim adamlarının en az bilgiye sahip oluğu organdır. Beyin hakkında kesin sanılan bazı bilgilerin bile hala kesin olmayabileceğini gösterecek bazı vakalar olabiliyor.  Beyin hakkında en gelişmiş olduğumuz çağda bile halen hiçbir şey bilmiyoruz. Çünkü beyin bölümlere ayırıp; burası koku bölgesi, burası tat bölgesi, burası hareket bölgesi diye basit bir şekilde gösterecek kadar basit bir organ değildir.

Beynin insan hayatı için önemini anlatmaya bile gerek yoktur. Beyin olmazsa, insan hiçtir. Yoğun bakımda yıllarca kalan, ancak beyin ölümü gerçekleşen insanlar anlamsız bir şekilde sadece öyle durup makineye bağlı kalarak yıllarca yaşam fonksiyonlarını yerine getirebiliyor. Beyin işlevi olmadan şu anki tıbbi gelişmelere bağlı olarak makinelere bağlı olarak yaşanabiliyor. Peki, tıbbi ekipmanlara bağlı kalmaksızın, beynin yarısı olmadan yaşamak mümkün mü?

Çoğumuzun bu soruya vereceği cevap muhtemelen;  ‘’hayır. İmkânsız.’’ ya da ‘’yaşanır, ancak yaşamak denilirse’’ olacaktır. Ancak hemen belirtelim ki, herkes gibi siz de beyin hakkında yanlış bilgilere sahipsiniz. Evet, beyin hayati bir organdır. Ancak beyin hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Çünkü yaşanan son vakadan sonra beyin hakkında hiçbir şey bilmediğimiz kanıtlanmıştır.

Beyincik Bölümü Olmadan Yaşayan Kadın

Beyincik, beynin neredeyse yarısını oluşturan ve insan hayatı açısından oldukça önemli ve özellikle hareket konusunda olmazsa olmaz beynin bir bölümüdür. Kısa bir zaman önce beyinle ilgili olmayan bir rahatsızlık için hastaneye başvuran bir kadının beyninde beyincik kısmının olmadığı anlaşılmıştır. Bu kadın, bilim insanları tarafından beynin en önemli ve hayati kısmı olarak lanse edilen beyincik kısmı olmadan tam 24 yıldır olağan bir hayat sürüyor. 24 yaşındaki kadın; eğitim almış, üniversiteden başarıyla mezun olmuş, kariyer yapan, evle ve bir çocuk sahibidir. Bu denli önemli bir eksikliğe rağmen yıllardır hayatını olağan bir şekilde sürdürüyor.

Bu vaka, bilim insanlarının beyin konusundaki bilimsel olarak iddia ettikleri bilgilerin tekrar sorgulanması gerekliliğini ortaya çıkarabilir. Çünkü beyincik kısmı olmadan olağan bir şekilde yaşayan bu kadının, bilimsel bilgilere göre hareket kabiliyetinin bile olmaması gerekir. Ancak kadın sadece biraz hantal bir hayat sürdüğünü ve sadece hareket ederken bazen halsiz hissettiğini belirtmiştir. Bu belirtilerin de beyincik eksikliğinden kaynaklandığı bile hala kesin değil.

Beyninde Bir Canlı İle Yaşamak

Beyinle ilgili bilgiler tekrar sorgulatacak bir diğer vaka ise yetişkin bir erkekte görülmüştür. Bir adam yıllarca beyninde bir parazit ile yaşamıştır. Yıllarca beynin içinde hareket eden ve en azından kendisine bir yuva edinen bu canlı parazite rağmen adam yıllarca sorunsuz hayatını sürdürmüştür. Tek rahatsızlığının bazen halsizlik ve kusma hissi olduğunu belirten adam, başka bir şikâyetinin olmadığını ve beyniyle ilgili durum ortaya çıktığında kendisi de oldukça şaşırmıştır. Yine yapılan değerlendirmelere ve söz konusu parazitin beynin üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu kişinin yaşamış olması bile mucize olarak kabul edilmiştir.

Beyin Hakkında Bilgiye Sahip Değiliz

Tüm olaylara bakıldığında halen insan beyni hakkında bilgi sahibi değiliz ve bildiğimiz bilgilerin de birçoğu yanlış olabilir. Çünkü beyin adaptasyon özelliği olan ve ortama uyum sağlayabilen bir organdır. Birinci vakada, beyin en önemli parçası olmadan fonksiyonlarını yerine getirecek uyumu yakalamıştır. İkinci vakada da beyin, bir canlı ile yaşayabilecek kadar esnek ve uyumlu bir organ olmuştur.

Kısacası beyin, sadece bir şema ile şu kısım olmazsa bu işlevi yapamayız ya da başka bir bölgesinde zarar meydana gelirse yemeklerin tadını alamayız gibi bir sınıflandırma ile anlatılabilir bir organ değildir. Beyin, halen karmaşık ve halen bildiğimizden daha öte bir organdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu