BilimGenel

Kanser tedavisinde Aksolotl umut veriyor.

Aksolotl

KANSER TEDAVİSİNDE UMUT VERİCİ GELİŞME

Aksolotl,ancak özel laboratuvarlarda yaşamlarına devam edebilen vücutlarının çeşitli parçalarını ve uzuvlarını yeniden üretebilme yeteneğine sahip embriyolarının büyüklüğüyle bilimsel araştırmalara elverişli oluşu ve kansere yakalanma olasılığının çok az olması dolayısıyla bilim insanlarının göz bebeği

ABD’de bulunan Kentucky Üniversitesi’nden uzun uğraşlar sonucu Türkiye’ye getirilen 300 kadar aksolotlın Türk bilim insanının;Yüksek yenilenme becerilerinden dolayı insanlar için sinir sistemi, doku ve organ hastalıkları ile kalp ve damar hastalıklarına yönelik yeni tedavi yöntemleri geliştirme üzerine araştırmalarının yeni umudu.

Medipol Üniversitesi Rejeneratif ve Restoratif Tıp Araştırmaları Merkezi (REMER) Kurucu Başkanı Prof. Dr. Gürkan Öztürk “Bu özelliğiyle anne karnında sıfırdan bütün özelliklerini tamamlıyor, hiç doğmamış gibi. Çünkü doğduğu zaman vücut yapısı değişecek. Örneğin bir uzvu, koptuğunda 1-2 ayda uzayabiliyor.Örneğin trafik kazasında omuriliği zedelenmiş, kopmuş bir insan, ömür boyu felce mahkum demektir. Şu anda hiç bir tedavisi yok. Biz, bu hayvanın omuriliğinin nasıl tamir olduğunu bulabilirsek, buradan çıkacak sonuçları insanlarda yeni tedavi yöntemleri olarak kullanabiliriz. Bu hayvandan elde edeceğimiz omurilik hücrelerinin farenin omurilik hasarına fayda edip etmeyeceğini test edeceğiz. Hayvandaki iyileşme kapasitesini, insana yakın bir memeli modeline taşıyabilecek miyiz, onun üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu.15 yıl yaşayan Aksolotllar ilk 3 ayın ardından araştırma çalışmalarına dahil edilebiliyor ve çok nadir olarak kansere yakalandıkları için kanser araştırmalarında ayrı bir öneme sahip.

“Bir hücre, hem embriyonik oluyor hem de nasıl kansere yakalanmıyor? Bu hayvanlarda kanseri engelleyici birtakım mekanizmalar olmalı. Şimdi bunun üzerinde çalışmalara başladık. Bu hayvanda kanserden koruyucu bir mekanizma var mı, şimdilik bunu merak ediyoruz.” diyerek devam eden Öztürk Aksolotlların küçük balık, kurt ve böcekle beslendiğini gözleri pek iyi görmediği için yaşamlarını sürdürdükleri 15-16 derecedeki sularda dalgalara göre hareket ettiğini anlattı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu