Genel

ÇOK İYİ YAPMADIĞIMIZ İŞLER

ÇOK İYİ YAPTIĞIMIZ İŞLER VAR

Türk milleti olarak çok iyi yaptığımız işler var. Mesela atalarımızdan miras kalan devlet kurma yeteneği .  Tarih tekerrürden ibaret lafı doğruysa Cumhuriyetten sonra da nice devletler kurmamız muhtemel beklenti. Sonra askerlik , biz Türkler ordu millet anlayışı içinde yaşamış , askerlik mesleğini o kadar benimsemişiz ki (bedelli yapanlar ve bekleyenler hariç) askerlik dedin mi akan sular durur . Çok iyi emir alır emir aldın mı da sonuna kadar uygularız. Çok iyi yaptığımız işler bunlarla sınırlı değil tabi , çok iyi yemek yaparız ,milletçe buğday ekmeğine ve ete düşkünüz . O sebepledir ki Türk erkekleri kel göbekli bodur tiplerdir algısı alıp başını gitmiştir ta Avrupalara ve Fransa’nın sözüm ona aşk dolu sokaklarına.

Bir de çok iyi yapmadıklarımız var…

Böyle değildi ama artık bu ara başlık anlatır oldu milletçe durumumuzu. Mesela eskiden gelecek nesillerin çağa ayak uydurabilmesi için bir gecede harf devrimi yapan adamlar vardı. Mesela “bu uçak Anadolu’nun şu yöresinde yapıldı” , “Bu araba şu tren garında imal edildi” diyebilen bir halk vardı. Şimdi aynı halk “bu ürün şu ülkeden geldi” , “bu malzeme şu tedarikçi tarafından temin edildi” cümlelerini kurar oldu. Hala kendi yağında kavrulup “ben yaptım” gururunu yaşamak isteyen cesaretli , kocaman yürekli insanlarımız da var ama ekseriyet teknolojinin bir hizmet olarak kullanılıp eskitilmesinden yana.

Cihazların ve aletlerin sadece zaman harcamak için kullanıldığını görmenin verdiği hüzün “neden biz bir şeyler yapmıyoruz” diyen insanlardan hiç eksik olmuyor. Toplu taşıma araçlarında yan yana oldukları halde telefondaki online oyun üzerinden konuşan gençlerin tek kazancı sahte bir zafer . Askerden gelmiş evli bir adamın futbol muhabbetinde kazandığı tek şey takım kadrolarını ezberlemek ve kendi takımı kazandıysa zafer duygusu.

En basit haliyle kitap okumak kendini okuyormuş gibi görünmeye bıraktı. Japonya’da toplumun % 14’ü, ABD’de % 12’si, İngiltere ve Fransa’da % 21’i düzenli kitap okurken, bizim ülkemizde sadece 10 binde bir kişi kitap okuyor.Türkiye’de günde ortalama 5 saat televizyon seyredilirken, kitap okumaya yılda sadece altı saat ayrılıyor.8 milyon Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100 bin tirajla basılırken, 75 milyona yakın Türkiye’de bu rakam ortalama 2 bin – 4 bin dolayında. Çünkü Türkiye’de okuma alışkanlığına sahip kişilerin sayısı 70 bin dolayında.Japon yılda ortalama 25, İsviçreli 10, Fransız 7 kitap okurken, Türkiye’de bir kişi on yılda bir kitap okuyor. Birleşmiş Milletler araştırmasına göre kitap için Norveçli 137, Alman 122, Belçikalı ve Avustralyalı 100, Güney Koreli 39 dolar ayırıyor yılda. Dünya ortalaması da 1,3 dolar. Ülkemizde ise bir kişi kitaba yılda 1,38 TL harcıyor.

Kişisel kitap okumayı bir kanara bırakıp okul ve eğitim sistemine güvenecek olsak o da vasat. Öğrenciler heyecansız ve donanımsız bir mezuniyetle taçlandırılmış durumda. Başarılı mezunlardan üç beş kişi hariç aldığı eğitimin sadece %10 unu gerçek hayatta kullanabilir durumda. Bir elektronik mühendisinin RAM ile ROM arasındaki farkı bilmemesi kadar absürt. Bir işletme mezununun gelir gider tablosu çıkaramaması kadar üzücü ve bir yazılımcının yazılmış bir uygulama hakkında bile kayda değer yorum yapamaması kadar üzücü bir tablo bizi resmetmekte.

Teknolojiyi faydalı amaçlar için kullanmayı , global pazarlara açılabilecek kaliteli ürünler üretmeyi , muasır medeniyetlerin üzerine çıkmayı bir kenara bırakıp sözüm ona şeyhlerin , dervişlerin ve akıl tutulmasından başka hiç bir şeyi nasihat olarak vermeyen sahtekar hocaların yalan dolu yeminlerine kulak kabartan bir halkın gerçeği ve doğruyu bir an önce görmesi duası ve temennisiyle…

Muhammet Tosun

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu