GÖZ GÖRE GÖRE KATLİAM
Dün Ankarayı kana bulayan hain terör saldırısında ilginç detaylar ortaya çıktı . Saldırıda kullanılan Wolsvagen scirocco marka / model spor otomobilin 11 Aralık 2015 günü İzmir’de bir oto kiracıdan kiralandığı , 12 Aralık’ta İstanbul’a girdiği , 4 Ocak tarihinde sahte plakayla doğu kökenli bir kişiye satıldığı , Şubat ayının başında da Ankaraya girdiği tepit edildi.
Rentacar sahiplerinin uzun süre geri getirilmeyen araçları için Polise başvurduğu başvuru sonrası yapılan incelemelerde aracın yukardaki güzergahları gezdiği belirlendi. Buraya kadar her şey normal . Peki aylardır takipte olan bu araç nasıl oluyor da sahte plaka ile satılıyor ? Hadi satıldı tüm illerin giriş çıkışlarında bulunan mobese kameralarından aracın geçişi takip edilemiyor mu ?
Bilindiği gibi bir ülkedeki araçların plakaları devletin olağanüstü durumda araçlara el koyabilmesi için vardır. Her plakadan bir tane olacağına göre takipte olan bir araç nasıl oluyor da Türkiye’nin en kalabalık şehirlerinde yakalanamıyor. Teknolojinin hayatımızın her yanını sardığı günlerde Türkiye’yi yasa boğan bir olay için kullanılan aracın bulunamaması mobese kameralarının etkin kullanılmadığını , plaka sorgulama mekanizmasının yetersiz olduğunu gösteriyor.
Şehirler arası yolculuk yapanlar bilirler ki yolların bazı noktalarında plaka okuma sistemleri vardır. Plaka okuma sistemi araç hızını da ölçtükten sonra biraz ilerdeki led ekranda araç hızını göstererek yavaşlama uyarısında bulunur . Bu sistemler plakaları okuyup envarterine kaydedebilir. Plakaların bu kadar rahat okunabildiği bir dönemde aracın bulunamaması devlet olarak bazı noktalarda zafiyet gösterildiğinin göstergesidir. Suç işleyecek insanların kiralık ve çalıntı araçları tercih etmesi sebebiyle plaka takip sisteminin eşleme usulü ile birlilte sürdürülmesi ve daha detaylı incelemelerden geçmesi gerekmektedir.
