Elektrik-Elektronik

Gelişen Teknoloji EGS’leri Tekrar Gündeme Getirdi

Enerji üretmek için ateşi yakalamak

https://www.science.org/content/article/utah-researchers-trying-unlock-earths-heat-make-geothermal-energy-reality

Dünya nüfusundaki artış enerjiye olan ihtiyacı daha önce hiç olmadığı kadar arttırdı. Üretim ve endüstri için gerekli olan güç petrol, jeotermal, hidroelektrik, nükleer olarak dört kola ayrıldı. Günümüzde bir çok ülke biyolojik yakıt kullanımına karşı çıksa bile petrol hala en büyük enerji kaynaklarından biri konumunda. Tehlikeleriyle birlikte nükleer enerji bu ihtiyacı karşılamanın en kolay yöntemlerinden biri.

Enerji dediğimizde akla sadece elektrik üretmek gelmemeli. Dünya üzerinde dizel, gaz ve benzin olmak üzere her gün milyarlarca motor çalışmakta ve bu motorlardan elde edilen güç köprüler, binalar, limanlar ve yollar inşa etmektedir. Bunun yanında seyahat, nakliye ve diğer tüm ihtiyaçlar yine bu motorların ürettiği güç ile sağlanmaktadır.

Günümüzde yenilenebilir enerji kaynağı olarak bilinen güneş enerjisi ve rüzgar tribünlerinin zannedildiği kadar masum olmadığı ortaya çıkmıştır. Güneş enerji sistemlerinin çevre ısısını arttırması, rüzgar pervanelerinin sismik yayılım ve kuş popülasyonlarına olan zararları göz ardı edilmektedir. Güneş enerji panellerinin imalatında gereken yüksek teknoloji panel maliyetini arttırmakta bu durum güneş enerjisi sistemlerinin kurulumunu zorlaştırmaktadır.

Enerji ihtiyacını karşılamak üzere pek çok deneysel çalışma yapılmaktadır. Bunlardan biri de gelişmiş jeotermal enerji santralleridir. Temelinde dünyanın merkezinde yer alan mağmanın ısısını elektrik üretimine çevirmek yer almaktadır. Yer yüzüne kurulmuş bir santralden gönderilen su, mağma tarafından ısıtılmış suyun bulunduğu havzaya gönderilir, gönderilen suyun yarattığı basınç kaynar suyun bulunduğu havzada itci bir basınç oluşturur ve farklı borular vasıtasıyla bu suyun yer yüzüne yüksek basınçlı su buharı halinde çıkması sağlanır. Su buharı sayesinde elektrik üretilir ve soğuyan su tekrar sıcak su havzasına basılmak üzere pompalara gönderilir.

Enhanced Geothermal System (EGS) yani gelişmiş jeotermal sistem olarak adlandırılan bu yöntem dünyanın pek çok noktasında denenmiştir. Bu yöntem zararsız gibi görünse de hem maliyet hem de sonuçları bakımından zordur. 2006 Yılında İsviçre’nin Basel kentinde kurulan EGS 11 yıl sonra Güney Kore’nin Pohang kentinde 5.5 büyüklüğünde bir depreme sebep olmuş ve 1 kişi hayatını kaybetmiştir. Düzinelerce insanın yaralanadığı deprem 75 Milyon dolardan fazla maddi zarara sebep olmuştur.

Görünen o ki enerji üretmek için baş vurulan tüm yöntemlerin belli başlı zararları varıdır, zarar – fayda denkleminde faydası zararlarından daha çok olan yöntemler tercih edilmeye devam edecektir.

Petrol : Çevre kirliliği küresel ısınma
Güneş Panelleri : Küresel ısınma
Rüzgar Panelleri: Ekosistem
Nükleer Enerji : Nükleer tehtid
Jeotermal Enerji : Deprem
Hidroelektrik Santral : Sel ve baskın

Önceki denemelerde olumsuz sonuçlann EGS testleri devam etmektedir. Günümüzde Utah Üniversitesi, Utah bölgesinde FORGE (Frontier Observatory for Research in Jeotermal Energy) olarak adlandırdığı bir tesiste deneysel çalışmalar sürdürmektedir. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, jeotermal enerji, dünya elektriğinin sadece %0.33’ünü sağlamaktadır. Bu oranın düşük olmasının ana sebebi teknolojik yetersizliktir. Bilim insanları günümüzde üretilen motorlardan elde edilen güç ve maden üretimindeki teknolojik gelişmelerin EGS lerin daha verimli hale getirilmesi için yeterli olabileceğini öngörmektedir. Mesela önceki deneylerde ve bugün yaşanan en büyük zorluk delici maden uçların yer yüzüne yakın kayaları delmede sorun yaşamazken derinlerde sıcaklıkla granit hale gelmiş kayaları delmede yetersiz kalmasıdır. Buna rağmen yeni geliştirilen metal alaşımlarla maliyetli de olsa bu zorluklar kısmen aşılabilmektedir. Bunun yanı sıra, elektronik sistemlerde yaşanan gelişmeler su ve termal havzaların tespit edilmesi, su kanallarının yerleştirilmesi gibi konularda büyük yarar sağlamaktadır. Önceki deneylerde matematik hesaplar sonucu tahminlere dayalı yapılan bir çok işlem günümüzde bilgisayar ortamında simüle edilebilmekte ve sonuçları kestirilebilmektedir.

FORGE’a liderlik jeolog Joseph Moore üzerinde çalıştıkları deneysel EGS tesisinde, “Bu EGS çalışmasını sağlayamazsak jeotermal enerji santralleri çalışmayacak, işin özü bu” ifadelerini kullanmaktadır. Dünyanın gelişmiş bütün teknolojilerini kullanıldığı tesis için 218 milyon dolarlık bütçe ayrılmıştır. Yapılan araştırmalara göre Sadece Amerika Birleşik Devletleri’nin altında bulunan kayalardaki ısıdan 5000 gigawatt’tan fazla elektrik elde edilebilir. Bu, şu anda tüm ABD enerji santralleri tarafından üretilen toplam enerjinin yaklaşık beş katıdır. Jeotermal enerji caziptir çünkü fosil yakıtları yakmaz, ithal edilmez ve güneş panelleri ve rüzgar türbinlerinin aksine 24 saat çalışabilir. Projenin aksamadan ilerlemesi durumunda 2023 yılında enerji üretilmesi planlanıyor. FORGE ile ilgili derin okuma için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu